23 Mayıs 2016 Pazartesi

BEN SAYMAYI YEDİYE KADAR BİLİYORUM



yek

artık midemi bulandırıyorsun
içimden çıkmıyorsun,
kusunca geçmiyorsun
doktorlara gidiyorum
doktorlar yemektendir diyor
yemiyorum ağzıma tadın geliyor
midemi bulandırıyorsun



ben ışıklardan vazgeçtim
ampülü kafamda parçalayın
ben kendimden vazgeçtim
bedenimi aynadan dağıtın

ben anladım senden başka
hiçbir şeye tutunamıyorum
ah beni şu gemiden batırın diyorum
sefer iptal oluyor eve dönüyorum

se

parfümden çıkıyorsun
şampuandan çıkıyorsun
krem kokusundan çıkıyorsun
cenazeler oluyor tabuttan çıkıyorsun
sen benim artık midemi bulandırıyorsun
ben seni içimden çıkaramıyorum
otobüsten çıkıyorsun
tanktan iniyorsun mumlardan ve
tez ödevlerinden çıkıyorsun

c(ç)ahar

her şey üst üste geliyor
her şeyin üstünden çıkıyorsun
kabak tadı veriyor
alışılmamış
allah beni obsesif yapıyor
komalarımdan çıkıyorsun
senin bütün dünyan seni çevren kadar
benim bütün dünyam bütün dünya kadar
çapları hesaplasak matematikten çıkarsın
midemi bulandırırsın
ay söner güneş doğar
kuşlardan ve ötüşlerden çıkarsın

penc(ç)

şiiri geri çekmek de bir savunmadır
kendimi senden savunamıyorum
kontrolü bırakmak bir yana
kontrolü sana kaptırdım
şiir lirikten çıkmıyor şair kanlar içinde
biraz tenkit doldurmak istiyorum
kanunlar izin vermiyorlar
en iyi sen biliyorsun

şeş

üzülme her şeyin bir geleceği var
herkesin bir duası ve tapası var
istemsizce tapıyorum midem bulanıyor
buna psikolojide bir şey denmiyor
dersimi biliyorum da ediyorum ezber
inceldiği yerden kopmuyor dünya
kopsak ya su içsek şiirden gelsek
şiirden gideceğimiz yok belli
ben çok kırıldım yen içinde kaldım belli
bitiremeyeceğim de belli
ben bu iş(ler)i beceremiyorum asıl bu besbelli

heft (yedi)

herkes vurdu sen neden öldürdün
bak sinan bu şiir olmamış
ama olan olmuş abi diyorum
peş peşe kapılar açılıp kapanıyor
koridorlardan geçiyoruz
abi diyorum müsait bir yerde bırakın da
öleceğim var
bak benim içimde ölecek var
Devamını Oku »

20 Mayıs 2016 Cuma

Bukowski'den Van'a sevgilerle...


Van Gogh, aşık olduğu hayat kadını tarafından reddedilmesi üzerine onda en beğendiği şey olan kulağını kesip gönderir. Bukowski de Van’a şiirinde şöyle seslenir:

“Van Gogh kulağını kesip
bir
orospuya verdi
orospu
hunharca fırlattı
kulağı
sokağa tiksinerek.

Van,
orospular
kulak
istemezler
para isterler

sanırım bu yüzden
muhteşem bir
ressamsın sen
başka
bir şeyden
anlamadığından…”
Devamını Oku »