24 Aralık 2015 Perşembe

Saçmalıklar silsilesi

Bazen öyle bir yalnızım ki... Hiç kimsem yok sanki. Ailem yok, arkadaşlarım yok, sanki hayatım yok. Belki çok arkadaşım var ama yoklar. Çok uzaktalar. Dünyanın neredeyse her şehrinde en azından bir kaç arkadaşım var. Çok yakın olduklarım da var, çok yakın olmasam da gittiğimde gayet güzel ağırlayacak insanlar da var. Ulan dünyanın diğer ucu dediğiniz Avustralya da bile arkadaşım var. Ama bazen işte hiç kimse yok. Aslında arkadaşlarımın hepsi yanımda, tek bir ses versem öylece tüm işlerini bırakıp gelecek olanlar. Şimdi bu ne saçmaladı lan böyle? diye düşünüyorsun farkındayım.  Ama sen bunca kalabalıkta bile kendini yalnız hissettiğin oluyor mu hiç? Bak şöyle anlatayım sana. Bazen hani bir şair de demiş ya kalabalıktaki yalnızlık. Hah bak şimdi etrafın insanlarla dolu, daha sen hiç bir şey söylemeden seni anlayacak insanlar bunlar yani değerli ve önemliler hayatında. (Aklına en azından bir kaç kişi gelmiştir. Çünkü ben bunu yazarken bile gözümde canlanan bir kaç arkadaşım geldi). Kendi iç dünyanla hiç baş başa kaldın mı? Tek başına bara gittin mi arkadaşların olmadan? Ya da tek başına rakı içtin mi hiç hayatında? Tek başına üzülüp, gülebildin mi ya da herkes yanındayken bile sanki yanında kimse yokmuş gibi oldun mu hiç? Bana hiç olmamıştı 1 sene öncesine kadar. Her anımda bir kaç arkadaşım da olsa oldu yanımda. Hiç kendimi böyle hissetmemiştim. Şimdi ne mi düşünüyorum? Cebimde bir tane sigaram var. Gecenin saat 05.20 si ve son sigara. Evet bunu düşünüyorum. Peki benim klasik sorum yalnızlığa alışmış birinin  hayatına girebilir misin? Ben yalnızlığa alışmış bir kadının hayatına giremezdim heralde. Çünkü bazı şeyleri yalnız yapmaya başladığında diğer insanlar sadece başını ağrıtmaktan başka bir şey yapmıyo. Dediğimi yaşadıysan eğer bilirsin ki bazen çoğu şeyi yalnız kalarak yapmak istersin. Çünkü ne kadar arkadaşın olursa olsun, gece o yatağa gittiğinde yanında biri bile olsa yalnızsın. O gözlerini kapattığında beyninden geçenler var ya hani bir türlü kafandan atamadığın... Onları sadece sen görüp duyuyosun. O her gece o yatakta düşüncelerin ve sen yapaYALNIZSIN. Hoşgeldin dostum. Zamanın geldiği zaman sen de anlayacaksın yazdıklarımı (belki de anladın) ama belki 30, belki 50, belki de 70-80 yaşlarında olursun. Bu dediklerim hep o beyninde anıları dosyalayıp koyduğun tozlu rafların olduğu arka çekmecelerden orada küçük bir yer elde etsin. Zamanı geldiğinde tozunu alır ve tekrar okursan o zaman bu deli ne diyomuş harbi lan dersin. İşte o gün bu dünyaya yalnız gelip yalnız göçtüğünü anlamış olacaksın.


Mertcan Çelik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder